Sessiz lüksün seyahat tercihlerine de yansıdığı günümüzde, masa başının karmaşasında değil sahanın frekansında yazılmış içeriklere sahip programlar çıkılan yolculuğu unutulmaz kılar. Bununla beraber muhakkak ki her yolculuk kendine has ve benzersizdir. Gezerken attığımız o binlerce adım aslında bizi o an için yorarken biz farkında olmadan ruhumuzu şenlendirir.
Bazen eller cepte aylakça sesleri dinleyip, hareketi gözlemleyerek, bazen yoğun bilgi ile zenginleşerek, dünyanın farklı yerlerinde insanlar tam da o anda ne yer, ne içeri, ne giyer, nasıl davranır, hatta nasıl görünürü deneyimlemek beni daha da meraklandırır. Tüm bu bitmeyen amatör sahne heyecanım, misafirlerime de bulaşır öyle ki yüzüncü kez gittiğim aynı meydana, ya da tapınağa, ve hatta lokantaya sanki ilk defa kavuşmuşum gibi hissederim. Nasıl mı? Sebebi bana bu beraber yaşaması kolay mikrobu aşılayanın ailemizin serrehberi kocam Tümay Dovan olması.
Yıllarca üniversite eğitimime tam da paralel olarak yaptığım şirket alım satım ve birleşmelerine aracılık eden yabancı yatırım bankalarında çalışırken Tümay'ın bir teklifiyle kendimi Uzakdoğu'da evlenirken sonra VKV Koç Özel Lisesi'nde yabancıların uyum sürecinden sorumlu koordinatörken ve sonrasında tur rehberliği yaparken bulmamla sonuçlandı. Uzun yıllara 2 çocuk, binlerce misafir, bir sürü farklı coğrafya, anı, deneyim sığdırdık. Bugün geriye dönüp baktığımda ülkesel çalışma kartım boynumda, iyi ki rehberim diyorum. Yine doğsam yine rehber olurum.
Dünya değişmeden ye, iç, gez.
Yollarda buluşmak dileğimle...
