Premium - Senegal - Gambia -Gine Bissau Turu

• 07 Şubat Cumartesi akşamı saat 22.00’de İstanbul Havalimanı’nda buluşuyoruz. Bagaj işlemlerinin ardından Türk Hava Yolları’nın TK501 seferi ile saat 01.20’de Dakar’a hareket ediyoruz. Yaklaşık beş saatlik uçuşun ardından yerel saatle 06.10’da Senegal’in başkentine varış.
• Atlantik kıyısında, Afrika kıtasının en batı ucunda yer alan Dakar; bugün çağdaş sanat, müzik ve yaratıcılığın kalbinin attığı, geçmişte ise Fransız Batı Afrikası’nın kültürel ve entelektüel başkentiydi. Şehrin simgelerinden Başkanlık Sarayı’nı panoramik olarak görüyor, ardından 1936’da kurulan IFAN Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. Sonraki durağımız, 2018’de açılan ve Léopold Sédar Senghor’un vizyonuyla hayata geçen, siyah kültürün tarihini ve çağdaş sanatın en seçkin örneklerini bir araya getiren Civilizations Noires Müzesi.
• Dakar’ın kuzeyinde yer alan Noflaye Botanik Rezervi içindeki Kaplumbağa Koruma Merkezi’nde bu nazik canlıların korunmasına dair çalışmaları yakından görüyoruz. Ardından, Atlantik kıyısında beyaz kumlarla çevrili ve yüksek tuz oranıyla ünlü Retba Gölü (Lac Rose)’na devam ediyoruz. Zaman zaman pembe tonlarıyla göz kamaştıran bu gölde, dileyenler geleneksel yöntemlerle tuz çıkaran işçileri gözlemleyebilir.
• Akşamüstü otelimize transfer ve odalara yerleşme. Günümüzü, Afrika’nın ritmi, tarihi ve çağdaş sanatı ile dolu unutulmaz anılarla tamamlıyoruz.

Konaklama: Hotel Le Lagon 2 vb.

Yemek: Sabah, Öğle, Akşam

• Dakar’dan yaklaşık 280 km’lik yolculuğumuzun ardından, yerel halkın Ndar dediği büyüleyici Saint Louis’e ulaşıyoruz. 1673–1895 yılları arasında Fransız sömürgesi, 1895–1902 yılları arasında ise Fransız Batı Afrikası’nın başkenti olan bu şehir, 1920–1957 yılları arasında da Moritanya’nın başkenti olarak görev yapmıştır. Aynı zamanda Avrupa, Afrika ve Güney Amerika arasında öncü havayolu posta hattı olan Aeropostale’in merkeziydi; “Küçük Prens”in yazarı Saint-Exupéry de burada görev yapmıştır.
• Senegal Nehri ile okyanus arasında, Sahra Çölü’nün güney ucunda yer alan Saint Louis, üç yüzyıllık tarih, kültür ve mimariyi bir araya getirir. Burası savanla çölün, nehirle okyanusun ve gelenekle modernliğin buluştuğu eşsiz bir şehirdir. Dar sokaklarını keşfetmenin en güzel yolu, tıpkı yerel halk gibi at arabaları (calash) ile dolaşmak ve renkli balıkçı mahallesinde yürümektir.
• Şehir, aynı zamanda “Müze Takımadası” olarak da bilinir. Sekiz ayrı kolonyal dönem evinden oluşan bu özel müzeler zinciri, Senegal ve Batı Afrika tarihini ve kültürünü yansıtır. Origines Müzesi’nden (eşsiz eser koleksiyonu) Fotoğraf Müzesi'ne (MuPho), oradan da ilkel sanat eserlerinin sergilendiği son bölüme kadar, şehrin ritüelleri, mitleri ve günlük yaşamına dair etkileyici bir yolculuk sunar.
• Konaklamamız, 1895’te inşa edilmiş ve günümüzde tamamen yenilenmiş olan tarihi Saint Louis otelinde olacak. Bu özel atmosferde, kentin romantik geçmişiyle bugünü harmanlayan Saint Louis’e hayran kalacaksınız.

Konaklama: Hotel de la Poste vb.

Yemek: Öğle, Akşam

• Sabah erken saatlerde yola çıkarak, Djoudj Ulusal Kuş Cenneti (Parc National des Oiseaux du Djoudj)’i keşfe gidiyoruz. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu doğal vaha, yüzlerce kilometre boyunca kısmen sular altında kalan topraklardan oluşur ve Sahra ile Ferloçölü arasında uzanan eşsiz bir ekosistem sunar.
• Burası, bir milyondan fazla göçmen ve yerleşik kuş türüiçin ideal yaşam ve yuvalama alanıdır. Senegal Nehri’nin güneydoğusunda yer alan bu sulak bölge, Sahra’yı aşarak gelen göçmen kuşlara ev sahipliği yapar. 400’den fazla kuş türü arasında özellikle pelikanlarve flamingolar dikkat çeker. Daha az görünür olsa da Avrupa’dan göç eden su ötleğenleri, bu parkı en önemli kışlama alanı olarak kullanır.
• Kuşların yanı sıra yaban domuzlarıve timsahlargibi farklı vahşi yaşam türleri de burada gözlemlenebilir. Yerel bir ornitolog rehber eşliğinde yapılacak motorbot gezisi, bu doğal cenneti tüm zenginliğiyle deneyimlememizi sağlayacak.
• Öğle yemeğimizin ardından kolonyal mimariyle öne çıkan Saint Louis’de serbest zaman.
• Gezimizin ardından otelde akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

Konaklama: Hotel de la Poste vb.

Yemek: Sabah, Öğle, Akşam

• Yaklaşık 270 km’lik bir yolculuğun ardından Kaolack’a giderken, rotamız üzerinde Senegal’in en kutsal şehirlerinden biri olan Touba’ya uğruyoruz.
• Touba, Müridizm tarikatının merkezi olup adeta “devlet içinde devlet” niteliğinde teokratik bir düzene sahiptir. Kurucusu, 1887’de şehri kuran Sufi önder Amhadou Bàmba Mbake’dir. Ölümünden 40 yıl sonra, naaşı Büyük Cami’nin bulunduğu kutsal alana defnedilmiş, 1963’te tamamlanan bu ihtişamlı yapı şehrin hızla büyümesini tetiklemiştir. 1964’te 5.000 civarında olan nüfus, 2007’de resmi olarak 529.000’e ulaşmıştır.
• Müridiler, barışçıl ve Afrika’ya özgü İslam anlayışlarıyla Senegal’in toplumsal ve ekonomik yaşamında büyük etkiye sahiptir. Aynı zamanda ülkeyi radikal akımlardan koruyan manevi bir güç olarak görülürler. Her yıl düzenlenen Grand Magalhac ziyareti, şehre yaklaşık 4 milyon hacıyı çekmektedir.
• Touba kutsal bir şehir olduğundan, ziyaretimizde geleneklere saygı göstermek büyük önem taşır. Sigara içmemek, alkol kullanmamak, yüksek sesli müzik dinlememekve uygun kıyafetler giymek başlıca kurallardır. Bu kurallara riayet eden ziyaretçiler sıcak bir şekilde karşılanır. Gezimiz boyunca, Müridizm’in renkli kolu olan Baye Fall tarikatından bir üye bize eşlik ederek şehir ve gelenekler hakkında bilgi verecektir.

Konaklama: Relais de Kaolak vb.

Yemek: Sabah, Öğle

• Yaklaşık 260 km’lik ve yaklaşık 6 saat sürecek yolculuğumuzda, Kaolack’tan ayrılarak Banjul’a doğru ilerliyoruz.
• İlk durağımız, Sine Ngayene Megalit Alanı olacak. UNESCO’nun “dünyada görülen en büyük taş daireler topluluğu” olarak tanımladığı Senegambiya Taş Daireleri’nin bir parçası olan bu alan, Gambiya ve Senegal’in iç kesimlerine yayılmıştır. 100 km genişlikte ve 350 km uzunlukta bir hat üzerinde konumlanan bu eşsiz kültürel miras, 1.100’den fazla taş dairesi ve tümülüsüyle Batı Afrika’nın en etkileyici arkeolojik hazinelerinden biridir.
• Yolculuğumuz, ardından Gambiya Nehri’nin kollarına doğru devam ediyor. Mangrov ormanlarının arasında ilerlerken, iki saatlik tekne yolculuğu sırasında nehrin ana koluna ulaşacağız. Bu esnada şanslıysak yunusları da gözlemleme imkânı bulacağız.
• Varış noktamız, nehir kıyısındaki Albreda Köyü. Buradan feribot ile James Adası’na (günümüzdeki adıyla Kunta Kinteh Adası) geçiyoruz. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bu ada, Atlantik köle ticaretinin en çarpıcı tanıklarından biridir. Alex Haley’in dünyaca ünlü “Kökler (Roots)” kitabında ölümsüzleştirdiği Kunta Kinte’nin Amerika’ya gönderilmeden önce hapsedildiği yer olarak da bilinen ada, kölelik tarihine dair güçlü bir hafıza mekânı niteliğindedir.
• Banjul’a varışımıza takiben otelimize transferimizi gerçekleştiriyoruz.
• Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

Konaklama: Kombo Beach Resort vb.

Yemek: Sabah, Öğle, Akşam

• Yaklaşık 160 km’lik (4 saat) bir yolculuğun ardından Banjul’dan ayrılarak Ziguinchor’a doğru ilerliyoruz.
• Gambiya, kuş gözlemcileri için dünyanın en özel destinasyonlarından biridir. Sabah saatlerinde yerel bir ornitolog rehber eşliğinde, bölgenin farklı Afrika kuş türlerini doğal yaşam alanlarında keşfetme imkânı bulacağız.
• Ardından, Senegal’in güneyinde yer alan Casamance bölgesine doğru devam ediyoruz. Yol üzerinde ana güzergâhı bırakarak uzak bir köyde mola veriyoruz. Burada, yerel bir ailenin hazırladığı Senegal mutfağının geleneksel lezzetlerinden oluşan öğle yemeğini tadıyor, aynı zamanda yerel ekonomiye doğrudan katkı sağlıyoruz.
• Öğleden sonra şansımız yaver giderse, köyün kutsal ormanından çıkan maskeler, coşkulu kalabalıklar eşliğinde dans ediyor olacak. Diola kültürünün animist geleneklerinden biri olan bu maskeler, halk tarafından hem korkulan hem de saygı duyulan ruhları temsil eder. Köylüler arasındaki çatışmaları çözmede önemli rolleri bulunan bu ritüeller, Casamance’ın mistik atmosferine tanıklık etmemizi sağlar.
• Akşam saatlerinde Casamance Nehri kıyısındaki otelimize ulaşıyoruz. Önümüzdeki iki gün boyunca, bu eşsiz bölgenin doğası ve kültürünü derinlemesine keşfetmek için burayı merkez alacağız.

Konaklama: Kadiandoumagne Hotel vb.

Yemek: Sabah, Öğle, Akşam

• Otelde alacağımız kahvaltı sonrası Casamance bölgesinde keşif dolu bir güne başlıyoruz.
• Ana yoldan ayrılarak, hâlâ geniş bir ataerkil Diola ailesinin yaşadığı, kerpiçten yapılmış korunaklı evlerden birini ziyaret ediyoruz. Bu yapılar, geleneksel Afrika heykelsi mimarisinin en özgün örneklerinden biridir. “Impluvium evleri” olarak bilinen bu büyük kil ve ahşap yapılarda ışık, çatının ortasındaki yuvarlak bir açıklıktan içeri süzülür. Tarihte, dış saldırılara karşı koruma sağlamak amacıyla inşa edilen bu yapılar, Diola halkının toplumsal ve mimari zekâsını gözler önüne serer.
• Daha sonra, gizli bir köye ulaşıyor ve burada bir Diola Krallığı’nın kralı tarafından karşılanıyoruz. Protokol selamlamalarının ardından, hem siyasi hem de mistik otoriteyi elinde bulunduran bu kral–rahip, bize Diola toplumunun geleneksel kuralları ve inanç sistemi hakkında bilgi verecek. Bu eşsiz buluşma, Afrika’nın yaşayan kadim yönetim ve ruhaniyet pratiklerini yakından tanıma fırsatı sunuyor.
• Günün sonunda Ziguinchor’a dönüyor, Casamance’ın otantik atmosferinde geçirdiğimiz bir günü daha tamamlıyoruz.

Konaklama: Kadiandoumagne Hotel vb.

Yemek: Sabah, Öğle, Akşam

• Yaklaşık 220 km’lik (7 saat) bir yolculukla Ziguinchor’dan Bissau’ya doğru yola çıkıyoruz. Sabah erken saatlerde başlayan bu uzun ama ilgi çekici günde, Gine Bissau sınırını geçiyoruz.
• Yolumuz, doğanın en özel dengelerinden birini barındıran eşsiz bir ekosistemden geçiyor. Burada, denizin kolları olan Bolon’lar, karanın içine yüzlerce kilometre nüfuz ederek geniş geçici taşkın alanları oluşturur. Gelgitlerle birlikte sürekli değişen bu coğrafyada, tuzlu su, tatlı su ve kara arasındaki sınırlar belirsizleşir. Nitekim Gine Bissau topraklarının yaklaşık %23’ü yüksek gelgitte sular altında kalırken, alçak gelgitte yeniden ortaya çıkar. Bu doğa olayı, ülkenin en karakteristik özelliklerinden biridir.
• Yol üzerinde Bula köyünde kısa bir mola veriyor, burada geleneksel bir kral olan Regolo ile buluşuyoruz. Kabilesinin kültürü, inançları ve gelenekleri hakkında ondan doğrudan bilgi edinmek, bu seyahatin en otantik ve özel anlarından biri olacak.
• Günün sonunda Bissau’ya varıyor ve otelimize yerleşiyoruz.

Konaklama: Hotel Ceiba Bissau vb.

Yemek: Sabah, Öğle, Akşam

• Bissau, küçük ama büyüleyici başkentiyle bizi karşılıyor.
• Ziyaretimize, geçmişin izlerini hâlâ taşıyan Bissau Velho Mahallesinde başlıyoruz. Portekiz sömürge günlerini hatırlatan bu eski semtte, Afrika ve Portekiz ruhunun iç içe geçtiği atmosferi hissediyoruz. Ahşap kafelerde oturup Portekiz şaraplarını tadabilir, televizyonlardan Portekiz haberlerini izleyerek yerel yaşamın ritmini yakalayabiliriz.
• Yürüyüşümüzü şehrin simge yapılarıyla sürdürüyoruz: görkemli Başkanlık Sarayı, Katolik Katedrali, tarihi Fortaleza Amura, Bağımsızlık Anıtı ve Che Guevara Meydanı. Günümüzü, şehrin en iyi mojitosunusunduğu bilinen açık hava barındasonlandırıyoruz.
• Öğleden sonra sıra, Bissau’nun en büyük kültürel etkinliklerinden birine geliyor: Karnaval geçit töreni. Şehrin farklı bölgelerinden gelen rengârenk maskelerle başlayan bu görkemli kortejde; kutsal maskeler, timsah derileriyle kaplı, oklarla donanmış savaşçılar, kâğıt hamurundan yapılmış modern maskeler ve yalnızca beline cam boncuk dizileri takmış genç kızlar dans ediyor.
• Saatler süren bu coşkulu gösteri, Afrika’nın neşeli ruhunu, Portekiz ve Brezilya etkileriyle harmanlayarak eşsiz bir halk şenliğine dönüştürüyor. Bissau Karnavalı, hafızalarda silinmeyecek bir “fiesta popular” olarak yerini alıyor.

Konaklama: Hotel Ceiba Bissau vb.

Yemek: Sabah, Öğle, Akşam

Sabah erken saatlerde havalimanına transfer oluyor ve kısa bir uçuşla Dakar’a varıyoruz (07:30).

İlk durağımız, Senegal’in ilk Cumhurbaşkanı’nın doğduğu eski bir Serer köyü Joal. Burada ülkenin en büyüklerinden biri kabul edilen geleneksel balıkçı limanınıziyaret ediyoruz. Rengârenk boyalı piroglarıngünün avıyla kıyıya gelişine tanıklık etmek, bu canlı atmosferin en unutulmaz anlarından biri olacak. Ardından, kadınların kurduğu bir dernekte, balık ve orman ürünlerinin işlenmesi, pazarlanması ve saman kullanılarak üretilen biyokömürprojeleri hakkında bilgi ediniyoruz.

Joal’i, ahşap bir köprüyle bağlanan komşu köy Fadiouth ile birlikte geziyoruz. Midye kabukları üzerine inşa edilmişbu eşsiz köy, nehirde kazıklar üzerinde yükselen darı ambarlarıve Katolik mezarlığı ile dikkat çekiyor. Yaklaşık bir buçuk saat sürecek yürüyüşümüzde, dar sokaklar ve farklı mahallelerdeki günlük yaşamı keşfedeceğiz.

Öğle yemeğinin ardından Dakar’a geri dönüyor, Senegal’in kıyı köylerinin özgün ruhunu hafızamızda taşıyoruz.

Konaklama: Hotel Le Lagon 2 vb.

Yemek: Sabah, Öğle, Akşam

• Otelde alacağımız kahvaltının ardından Dakar Limanı’na transfer oluyor ve feribotla Gorée Adası’na geçiyoruz.
• UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu ada, yüzyıllar boyunca Amerika’ya gönderilmeden önce kölelerin tutulduğu trajik bir merkezdi. Bugün özenle restore edilmiş mimarisiyle, tarihin bu karanlık dönemine sessiz bir tanıklık sunmaya devam ediyor. Köle Evive dar sokakları, geçmişin izlerini güçlü bir şekilde hissettirirken, adanın hafif meltemi ve renkli atmosferi bugünün sıcaklığıyla iç içe geçiyor.
• Tarihi yapılarının yanı sıra, ada günümüzde sayısız restoranı, butik dükkânı ve sanat galerisi ile Dakar’ın en zarif ve keyifli kaçış noktalarından biri haline gelmiştir.
• Adadaki turumuzu tamamladıktan sonra tekrar Dakar’a dönüyor ve otelimize yerleşiyoruz.

Konaklama: Hotel Le Lagon 2 vb.

Yemek: Sabah, Öğle, Akşam

• Sabah saatlerinde Dakar’ın en özgün duraklarından biri olan Kermel Pazarı’nı ziyaret ediyoruz. 1860 yılında kurulan bu pazar, yalnızca bir ticaret merkezi değil, aynı zamanda şehrin önemli bir kültürel simgesidir. Parlak renkli cephesiyle dikkat çeken kolonyal mimarisi, tarihle modern yaşamı ustalıkla buluşturur. İçeri adım attığınızda ise adeta bir renk, ses ve koku şöleniyle karşılaşırsınız. Tezgâhlar arasında dolaşan insanlar, alışveriş yapan yerel halk ve pazarlıkların coşkusu, bize gündelik Senegalli yaşamının en samimi kesitlerini sunar. Kermel Pazarı, alışverişten çok daha fazlasıdır; geleneklerin, hikâyelerin ve kültürün aktarıldığı bir buluşma noktasıdır.
• Gezimizin son durağı, Mamelles Tepesi üzerinde yükselen görkemli Afrika Rönesans Anıtı olacak. Buradan, Atlantik kıyısına yayılan Dakar’ın panoramik manzarasını izliyor, yolculuğumuzu etkileyici bir finalle tamamlıyoruz.
• Akşam saatlerinde havalimanına transfer oluyoruz. Türk Hava Yolları’nın TK504 seferi ile saat 21.00’de İstanbul’a dönüş uçuşumuzu gerçekleştiriyoruz.

Konaklama: Uçakta

Yemek: Sabah, Öğle

• Geçirdiğimiz gece uçuşu sonrası 20 Şubat Cuma sabahı yerel saat ile 06:50’de İstanbul Havalimanı’na varış ve bir turumuzun daha sonuna geliyoruz.