Premium İran: Zamanın Katmanlarında Bir Yolculuk

Tebriz (1) – Erdebil (1) – Kazvin (1)– Tahran (2) – Kaşan (1) – İsfahan(2)

Yezd (1) – Şiraz (2)

THY

  • Gece yarısı saat 00.00’da İstanbul Havalimanı’nda rehberimiz ile buluşuyoruz Türk Hava Yolları’nın TK882 seferiyle 03.10’da hareket ediyor, sabahın ilk ışıklarıyla 06.15’te Tebriz semalarına iniyoruz. Uçaktan adımımızı atar atmaz, ince bir soğuk hava yüzümüze dokunur; bu, hem dağların serinliği hem de bin yıllık bir uygarlığın nefesidir.
  • Kahvaltı sonrası keşif başlıyor. Tebriz Büyük Çarşısı, 13. yüzyıldan bu yana dünyanın en geniş kapalı ticaret ağlarından biri; ipek, halı, baharat ve bakırın ahenkli sesiyle doludur. Labirent gibi koridorlarında dolaşırken, her köşe tarihin bir başka çağını fısıldar. Ardından Azerbaycan Arkeoloji Müzesi’nde taşın, bronzun ve pişmiş toprağın sessiz dilini dinliyoruz — her eser, İran’ın köklerine inen bir hatıradır.
  • Öğle saatlerinde gökyüzünün mavisini duvarlarında taşıyan Mavi Cami’ye varıyoruz. Kara Koyunlu hanedanından kalan bu zarif yapı, zamanın yıkıcılığına rağmen hâlâ bir dua gibi ayakta durur. Öğleden sonra Kandovan Köyü’ne doğru ilerliyoruz. Volkanik kayalara oyulmuş 700 yıllık evlerinde hâlâ yaşamın sürdüğü bu köyde taşla insanın uyumunu hissediyoruz. Gün batımına doğru Tebriz’e dönüyor, İran’ın ilk gecesinde şehir ışıkları altında dinleniyoruz.

 

  • Güne otelimizde alacağımız kahvaltı ile başlıyoruz. Tebriz sabahının serin havası, dağların gölgesinde usulca şehre yayılırken, çaydan yükselen buharla birlikte güneş de yavaşça uyanıyor. Bugün yeni bir yolculuğa çıkıyoruz — bavullarımızı otobüsümüze yerleştirip Erdebil yönüne hareket ediyoruz. Yaklaşık dört saat sürecek bu yol, İran’ın kuzeyinin yemyeşil vadileriyle, Sabalan Dağı’nın karla örtülü zirvelerinin görkemi arasında uzanıyor. Her kilometre, doğanın sadeliğiyle insan elinin zarafetini birleştiren bu ülkenin ruhunu hissettiriyor.
  • Erdebil, Safavi Hanedanı’nın doğduğu şehir. Burada atalarına duyulan saygı, taşın, rüzgârın ve dua sesinin arasına sinmiş. Varışta Şeyh Safi el-Din Türbesi Kompleksini ziyaret ediyoruz. Bu kutsal mekân, tasavvufun derin izlerini taşır: kubbelerden süzülen ışık huzmeleri, mavi çiniler üzerinde yankılanan hat sanatıyla birleşir. Türbenin içinde, mistik bir sessizlik hâkimdir; burada dua etmek, bir medeniyetin kalbine dokunmak gibidir.
  • Öğleden sonra şehir çevresinde kısa bir gezinti yapıyoruz. Erdebil’in yerel pazarlarında, el dokuması kilimlerin ve bakır eşyaların arasında dolaşırken, buradaki yaşamın sade güzelliğini hissederiz. Günün sonuna doğru Sabalan eteklerindeki temiz hava ve dağ esintisiyle iç içe, otelimize yerleşiyoruz. Bugün, İran’ın ruhani damarına dokunduğumuz bir gün olarak hafızamıza kazınacak.

 

  • Sabah, otelimizdeki kahvaltının ardından bavullarımızı toplayıp otobüsümüze yerleşiyoruz. Bugün İran tarihinin taşlara kazındığı bir yolculuğa çıkıyoruz. Yeşil Erdebil vadilerini ardımızda bırakırken, manzara yavaş yavaş bozkıra dönüşür; dağların gölgesi uzar, rüzgârın sesi eski zamanların yankısını taşır. Yaklaşık dört saatlik yolculuğumuzun ardından Zencan’a ulaşıyoruz — el işçiliğiyle ünlü, zarafeti ustalıkla buluşturan bir şehir.
  • Burada geleneksel bıçak ustalarının atölyelerini ziyaret ediyoruz. Çelik ve ateşin buluşmasında, sabrın ve el emeğinin sembolü olan bu zanaat, kuşaktan kuşağa aktarılmış bir mirastır. Ardından, İran’ın görkemli mimarisinin en çarpıcı örneklerinden birine, Soltaniyeh Kubbesi’ne doğru yola çıkıyoruz. UNESCO Dünya Mirası listesindeki bu anıt, 14. yüzyılda İlhanlı hükümdarı Olcaytu Han için inşa edilmiş ve tuğla kubbesiyle gökyüzüne meydan okurcasına yükselir. Mavi ve turkuaz çinilerle bezeli bu yapı, insanın Tanrı’ya ulaşma arzusunun mimariye dönüşmüş hâlidir.
  • Öğleden sonra rotamız Kazvin. Bir dönem Safevi İmparatorluğu’nun başkenti olan bu şehir, İran’ın zarafetini taş ve bahçe diliyle anlatır. Varışta kısa bir şehir turu yapıyor, Ali Kapu Köşkünün zarif kemerleri altında geçmişin ihtişamına tanıklık ediyoruz. Akşam, otelimize yerleşirken, günün uzun yolculuğu yorgunluk değil, zamanın katmanları arasında yapılan bir yürüyüş gibi gelir.

 

  • Sabah otelimizde kahvaltımızı alıyor, bavullarımızı otobüsümüze yerleştiriyoruz. Bugün kuzeyin serin havasını ardımızda bırakıp İran’ın kalbine, Tahran’a doğru yola çıkıyoruz. Yol boyunca uzanan vadiler, bağlar ve kasabalar, İran’ın değişen yüzünü gösterir: her biri başka bir çağın izini taşır. Yaklaşık üç saatlik yolculuğun sonunda başkentin silueti ufukta belirir — geniş bulvarları, dağ eteklerine yaslanmış modern binaları ve eski çarşılarıyla geçmişle bugünün yan yana aktığı bir şehir.
  • Varışta, Safevi döneminden kalma Ali Kapu Köşkünü ziyaret ediyoruz. Zarif kemerleri ve ahşap işçiliğiyle bu yapı, Kazvin’in tarihine veda ederken İran sanatının sürekliliğini hatırlatır. Ardından, başkentin kuzeyindeki dağların eteklerinde yer alan Darband semtine doğru ilerliyoruz. Burada Alborz Dağları’nın eteklerinden süzülen dereler boyunca sıralanan geleneksel çayhaneler, nargile dumanının ve kahkahaların iç içe geçtiği sıcak bir atmosfer sunar. Nehir kenarına kurulmuş sofralarda yerel halkla aynı masayı paylaşmak, İran’ın samimi misafirperverliğini en doğal hâliyle hissettirir.
  • Akşam saatlerinde Tahran’daki otelimize yerleşiyoruz. Şehrin ışıkları penceremizden bir yıldız haritası gibi görünürken, İran’ın bugünüyle geçmişinin iç içe geçtiği bu metropolde yeni bir sayfa açarız. Yarın bizi Tahran’ın tarihî sarayları ve müzeleri bekliyor.

 

  • Tahran sabahı, karla kaplı Elburz Dağları’nın gölgesinde uyanır. Otelimizdeki kahvaltının ardından başkentin derin tarihine doğru yol alıyoruz. Burası, Pers imparatorlarının mirasıyla modern İran’ın enerjisinin buluştuğu bir şehir; her köşesinde geçmişin yankısı, her caddesinde bugünün adımları vardır.
  • İlk durağımız, Gülistan Sarayı — Kacar hanedanının zarafetle yoğrulmuş görkemi. Ayna salonlarında ışığın bin parçaya bölünerek duvarlarda dans ettiği bu saray, İran sanatının zarif bir özeti gibidir. Mermer avlularında yürürken, hanedanların ihtişamı ile halkın inceliği yan yana durur. Ardından Tuğrul Kulesi’ne gidiyoruz. 12. yüzyıldan kalma bu Selçuklu anıtı, göğe uzanan sade çizgileriyle insanın zamana bıraktığı bir izdir.
  • Öğleden sonra, çağdaş İran’ın duygusal kalbine dokunuyoruz: Forough Farrokhzad’ın mezarı. İran edebiyatının asi sesi olan bu şairin dizeleri, hâlâ rüzgârda fısıldanır. Mezarı başında kısa bir duraklama, bir kuşağın umutlarına, kadınların direncine ve insanın içsel özgürlüğüne saygı duruşu gibidir. Günün sonunda Tajrish Pazarı’nda renkli tezgâhların, meyve kokularının ve baharat seslerinin arasında dolaşırken, Tahran’ın en insani yüzüyle tanışırız: pazarcının tebessümü, çaycıdan yükselen melodi, gündelik hayatın küçük mucizeleri…

 

  • Sabah, otelimizde alacağımız kahvaltının ardından bavullarımızı otobüsümüze yerleştiriyoruz. Bugün, modern başkentten ayrılıp İran’ın zarafetle dokunmuş tarihine, Kaşan’a doğru yol alıyoruz. Yol boyunca çöl rüzgârları yüzümüze dokunur; dağlar yavaşça uzaklaşırken, toprak renginden doğan yeni bir güzelliğe adım atarız. Kaşan, yüzyıllardır sanatın, mimarinin ve bahçe kültürünün buluşma noktasıdır — burada taş bile incelikle işlenmiştir.
  • İlk durağımız, İran bahçe geleneğinin en zarif örneklerinden biri olan Fin Bahçesi. UNESCO Dünya Mirası listesindeki bu eşsiz mekân, su kanalları, servi ağaçları ve turkuaz havuzlarıyla bir cennet tasvirini andırır. Saf suyun fıskiyelerden yükselişi, doğanın matematikle birleştiği bu coğrafyada adeta bir dua gibidir. Ardından, zarif kemerleri ve avluları ile ünlü Ağa Bozorg Camiini ziyaret ediyoruz; güneş ışığı tuğla duvarlardan süzülürken ibadetin sessizliğini taşır.
  • Kaşan’ın kalbinde, geleneksel evlerden biri olan Tabatabai veya Borujerdi Evi’ni geziyoruz. Bu evler, İran mimarisinin şiirle buluştuğu yerlerdir — vitraylardan süzülen ışık renkleri, süslemelerdeki bitkisel motifler, her duvarda zarif bir geçmişin yankısı… Akşamüstü, çölün rengine bürünen gökyüzü altında otelimize yerleşiyoruz. Gecenin sessizliğinde, Kaşan’ın bin yıllık huzuru etrafımızı sarıyor.

 

  • Sabah otelimizdeki kahvaltının ardından bavullarımızı alarak otobüsümüze yerleşiyoruz. Bugün İran’ın en zarif şehirlerinden birine, “Dünyanın Yarısı” olarak anılan İsfahan’a doğru yola çıkıyoruz. Çölün toprak tonları yerini verimli ovalara bırakırken, her geçilen kasaba İran’ın farklı bir yüzünü gösterir: biri şiir kadar sessiz, diğeri pazaryerleri kadar canlı… Yaklaşık dört saat sürecek yolculuğumuzun sonunda, çinilerle bezeli minareleriyle uzaktan bize göz kırpan İsfahan’a varıyoruz.
  • Bu şehir, Pers zarafetinin ve İslam mimarisinin doruğudur. Akşamüstü gezimize Si-o-Se Pol ve Khaju Köprülerinden başlıyoruz. Zayendeh Nehri’nin sularında köprülerin zarif kemerleri yansırken, gün batımının ışıkları suyun yüzeyinde altın bir perde gibi titreşir. Nehrin kıyısında gençlerin ud eşliğinde söyledikleri şarkılar, İsfahan’ın romantik ruhunu taşır. Ardından, Ermeni kültürünün kalbi Jolfa Mahallesi’ne geçiyoruz. Burada, Vank Katedrali’nin freskleri ve minyatürleriyle tanışıyor, inançların ve sanatın bir arada var olduğu o zengin dokuyu hissediyoruz.
  • Akşam, geleneksel bir İran akşam yemeği eşliğinde İsfahan’ın ışıkları altında dinleniyoruz. Bugün, taşın, suyun ve melodinin kusursuz uyumunu gördüğümüz bir gün olarak hafızamıza kazınacak

 

  • Sabah otelimizdeki kahvaltının ardından, İran sanatının kalbine doğru bir keşfe çıkıyoruz. Bugün bütün günümüz, mimarisiyle “dünyanın yarısı” unvanını hak eden İsfahan’a ait. Şehrin simgesi olan Naqsh-e Jahan Meydanı, yani “Dünyanın Deseni Meydanı”, bir imparatorluğun zarafetle yoğrulmuş kalbidir. Çevresini saran camiler, saraylar ve çarşılarla birlikte insanın inanç, sanat ve gündelik hayat arasında kurduğu muazzam dengeyi gösterir.
  • İlk durağımız, mavi çinilerin denizi gibi parlayan İmam Camii. Güneş ışığı kubbelerin üzerine vurdukça, çinilerin mavisiyle altın sarısı iç içe geçer; burada zaman, dua ile yankılanır. Ardından, zarif simetrisi ve narin süslemeleriyle ünlü Şeyh Lotfollah Camii’ne geçiyoruz. Kadınlara adanmış bu sessiz yapı, güneşin hareketine göre renk değiştiren kubbesiyle, mimarinin ruhla buluştuğu bir şiir gibidir.
  • Öğle saatlerinde Ali Kapu Sarayı’na çıkıyoruz. Sarayın müzik salonundaki alçı süslemeler, rüzgârla birlikte titreşen bir melodi gibi yankılanır. Ardından geleneksel İsfahan Çarşısı’nda, minyatür ustaları, halı dokumacıları ve mineli bakır işçileriyle dolu dükkânlarda geçmişin el emeğine dokunuyoruz. Gün, İsfahan’ın gün batımına bürünmüş kubbeleriyle son bulurken, akşam yemeğimizde safran, nar ve badem kokuları eşliğinde bu zarif şehrin lezzetini tadıyoruz.

 

  • Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından bavullarımızı otobüsümüze yerleştiriyoruz. Bugün İran’ın kalbinden çölün sessizliğine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. İsfahan’ın zarif kubbeleri arkamızda kalırken, manzara yavaşça altın tonlarına bürünür. Yol boyunca geçilen köylerde rüzgâr, kerpiç duvarların arasından geçer; her virajda İran’ın farklı bir nefesini hissederiz. Yaklaşık beş saatlik yolculuğun sonunda Yezd’e varıyoruz — kumun, ateşin ve sessizliğin şehri.
  • Yezd, Zerdüşt inancının kadim izlerini taşıyan bir yerleşimdir. Çöl ortasında yükselen bu şehir, inatla yaşamayı seçmiş bir medeniyetin sembolüdür. Gezimize, şehrin kalbi sayılan Amir Chakhmaq Meydanı’ndan başlıyoruz. Gün batımında turuncuya dönen bu meydan, kemerli cepheleri ve geleneksel dükkanlarıyla sanki başka bir çağa açılır. Ardından, İran’ın en eski spor geleneklerinden birini yaşamak üzere bir Zurkhaneh (güreş evi) performansına katılıyoruz. Burada ritim tutan davullar, dualar ve güç gösterileriyle birleşir — bu, sadece bir spor değil, ruhun disiplinidir.
  • Daracık sokakları, rüzgâr kuleleri ve kerpiç duvarlarıyla Yezd, mimarinin doğayla yaptığı bir anlaşmadır. Çölün kavurucu sıcaklığına karşı serinliği, sessizliğin içinde yankılanan bir yaşam sunar. Akşam, kumun üstüne düşen yıldız ışıkları altında dinlenmek üzere otelimize dönüyoruz.

 

  • Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından bavullarımızı otobüsümüze yerleştiriyoruz. Bugün çölün sessizliğinden çıkıp, Pers tarihinin doğduğu topraklara uzanıyoruz. Yezd’in kerpiç tonları geride kalırken, yol boyunca ufuk çizgisiyle gökyüzü birbirine karışır; zaman, taşın belleğiyle ilerler. Gün ortasında antik Pers medeniyetinin kalbi olan Pasargad’a varıyoruz.
  • Burası, Büyük Kiros’un başkenti ve bir imparatorluğun doğduğu yer. Tarlalar arasında yalnız başına duran Kiros’un Mezarı, sade ama sonsuz bir görkeme sahiptir. Mermer blokların arasında süzülen rüzgâr, sanki geçmişin krallarının fısıltısını taşır. Bu topraklarda egemenlik, gösteriş değil bilgelikle ölçülmüştür; Kiros’un mirası da bu sessiz asaletin sembolüdür. Burada, Pers uygarlığının adalet ve düzen anlayışına tanıklık ederken, tarihin kalbine dokunuruz.
  • Öğleden sonra Şiraz’a doğru yola devam ediyoruz. Şehir yaklaştıkça doğa yeniden canlanır; güller, servi ağaçları ve bahçelerin arasından geçerken İran’ın en zarif yüzü bize gülümser. Akşamüstü vardığımızda, günün son ışıkları altında Hafezieh, yani Hafız’ın Türbesi’ni ziyaret ediyoruz. Mermer kubbenin altında yankılanan dizeleriyle Hafez, İran’ın ruhuna şiirle dokunur. Ziyaretçiler dua eder, beyitler fısıldar; hava, gül kokusu ve melankoliyle doludur.
  • Günün sonunda, kadim Pers’in sessizliğini ve Hafez’in kelimelerini bir arada taşıyan Şiraz gecesine karışıyoruz.

 

  • Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından tarihin en görkemli sayfalarından birini aralamak üzere yola çıkıyoruz. Bugün, taşların konuştuğu, imparatorlukların gölgesinde zamanın donduğu topraklara gidiyoruz. İlk durağımız, Ahameniş İmparatorluğu’nun ihtişamlı başkenti Persepolis. UNESCO Dünya Mirası listesindeki bu antik şehir, sadece bir arkeolojik alan değil, insanlığın kudret ve zarafetle inşa ettiği bir simgedir.
  • Dev sütunların gölgesinde yürürken, taşlara kazınmış alaylar, kralların görkemli törenleri ve kraliçelerin zarif siluetleri gözümüzde canlanır. Merdivenlerdeki rölyeflerde, Babil’den Mısır’a uzanan halkların İran’a getirdikleri armağanlar betimlenir; bu taşlar bir zamanlar dünyanın merkeziydi. Darius ve Xerxes’in izleri hâlâ rüzgârla taşların arasından geçer. Bu sessizlik, büyüklüğün en derin yankısıdır.
  • Öğleden sonra yakınlardaki Naqsh-e Rostam’a gidiyoruz — devasa kayalıkların içine oyulmuş kraliyet mezarlarıyla bir açık hava katedrali gibi duran bu nekropol, imparatorların sonsuzlukla buluştuğu yerdir. Kayanın üzerinde yükselen figürlerde krallar, tanrılara yüzlerini dönmüş; taş bile dua eder gibidir.
  • Akşamüstü Şiraz’a dönüyor, İran’ın şiirsel atmosferine yeniden karışıyoruz. Akşam yemeğinde yerel müzikler eşliğinde günün sessiz ihtişamını hissediyoruz. Bugün, Pers uygarlığının görkemiyle ruhumuzun derinliklerine işlenen bir günü geride bırakıyoruz.

 

  • Sabah, otelimizde alacağımız kahvaltının ardından bavullarımızı hazırlıyoruz. Bugün İran’daki son günümüz… Gün boyunca Şiraz’ın ruhunu, renklerini ve zarafetini bir kez daha yaşayacağız.
  • İlk durağımız, ışığın şiire dönüştüğü Nasir el-Mülk Camii — halk arasında bilinen adıyla Pembe Cami. Sabah ışığı vitraylardan içeri süzülürken kubbeler, duvarlar ve zemin gökkuşağına dönüşür. Ardından Karim Han Kalesi, Vakil Camii ve Vakil Pazarı gezilerimizle Şiraz’ın gündelik yaşamına karışıyoruz. Baharat, gül suyu ve safran kokuları, bu ülkenin estetik duyarlılığını bir kez daha hatırlatır.
  • Öğleden sonra Eram Bahçesi’ne gidiyoruz. Pers bahçelerinin sessiz zarafeti, servi ağaçlarının gölgesinde akan suyun sesiyle birleşir; zaman sanki ağırlaşır. Burada yapılan kısa yürüyüş, İran’ın tüm güzelliklerine sessiz bir veda gibidir.
  • Akşam, Şiraz’ın en seçkin restoranlarından birinde özel veda yemeğimiz var. Safran, nar ve bademin başrolde olduğu menü; günlerdir süren bu büyüleyici yolculuğun duygusal bir kapanışı niteliğindedir. Rehberimizle, dostlarımızla, bu yolculuğun paydaşlarıyla kadehlerimizi kaldırıyor, “Birlikte yaşanan her an, artık bir hikâyedir,” diyoruz.
  • Gece saatlerinde havaalanına transferimiz gerçekleşiyor. Bavullar teslim edilir, pasaport kontrolü geçilirken bir sessizlik hâkimdir — kimse yüksek sesle konuşmaz; çünkü herkesin içinde bir cümle yankılanır: “Bu ülke bize dokundu.”

 

  • Türk Hava Yolları’nın TK885 seferiyle saat 01.45’te Şiraz’dan hareket ediyor, sabahın erken saatlerinde 05.30’da İstanbul’a varıyoruz. Uçağın tekerlekleri piste değdiğinde, bir rüya usulca tamamlanmış olur
  • Artık valizlerimizde eşyalar, kalplerimizde ise şiirler, renkler ve dostluklar var. İran’ın mavi çinileri, Zerdüşt ateşinin sıcaklığı, İsfahan’ın kubbeleri, Şiraz’ın gül kokusu — hepsi belleğimizin en derin yerinde yaşamaya devam edecek.

Her veda, bir sonraki buluşmanın davetidir.

Dünya Değişmeden bir yolculuğu daha birlikte yaşadık.

   

 Yeni bir keşifte, yeni bir hikâyede görüşmek üzere…

 

  Ulaşım & Transferler

• Türk Hava Yolları ile İstanbul – Tebriz / Şiraz – İstanbul ekonomi sınıfı uçuşları

• Havalimanı – otel – şehir transferleri

• Program boyunca özel, klimalı, konforlu araçlarla tüm şehirler arası ulaşımlar

• Kandovan, Persepolis ve Pasargadae gezileri için özel araç ve sürücü hizmetleri

 

Yemekler

• Programda belirtilen tüm kahvaltılar (12)

• 11 akşam yemeği (bölgesel menüler ve otantik restoranlarda)

• Şiraz’da özel veda yemeği

• Premium standartlarda öğünlerde su, çay ve alkolsüz içecekler

• Gün içinde araçta ikram edilen limitli su servisi

 

 Turlar & Girişler

• Programda belirtilen tüm geziler ve müze/ören yeri giriş ücretleri

• UNESCO Dünya Mirası alanları: Tebriz Çarşısı, Soltaniyeh Kubbesi, İsfahan Naqsh-e Jahan Meydanı, Persepolis, Yazd Eski Şehri

• Kandovan Köyü, Şeyh Safi Türbesi, Golestan Sarayı, Fin Bahçesi, Ağa Bozorg Camii, Zerdüşt Ateş Tapınağı, Hafez Türbesi, Nasir el-Mülk Camii gezileri

• Yerel rehberlik ve Türkiye çıkışlı uzman Premium rehber hizmeti

 

Premium Ayrıcalıklar

•  Bölgeye hâkim Türkiye çıkışlı profesyonel rehber

•  Tur öncesi Zoom bilgilendirme & tanışma buluşması

•  Tüm şehir turlarında kişisel kulaklık sistemi

•  Katılımcılara özel hazırlanmış Seyahat Kitapçığı (tarih, kültür, şehir bilgileri)

•  Araçta günlük 2 şişe su servisi

•  Akşam yemeklerinde 2 kadeh içki veya meşrubat

•  Yerel rehber ve şoför bahşişleri programa dahil

•  Özel Dünya Değişmeden Premium Seyahat Kiti

•  Maksimum 20 kişilik butik grup

 

 Sigorta & Vergiler

• Mesleki sorumluluk sigortası

• Zorunlu şehir vergileri

 

 

• Yurt dışı çıkış harcı

• Seyahat sağlık ve iptal sigortası

• Programda belirtilmeyen öğle yemekleri ve ekstra içecekler

• Kişisel harcamalar (otel ekstraları, minibar, çamaşır, telefon, vb.)

• Opsiyonel aktiviteler (örneğin Yezd’de deve veya ATV turu)

• Bahşiş dışı kişisel minnet payları

• Olası müze / ören yeri kapanmalarına bağlı ekstra organizasyonlar

Rota Uçuş No Uçuş Tarihi Kalkış Saati İniş Saati
İstanbul – Tebriz TK 0882 06 Kasım 2026 03:10 06:15
Şiraz – İstanbul TK 0885 18 Kasım 2026 01:45 05:30

Dünya Değişmeden Premium’un bu özel tasarım rotasında, binlerce yıllık medeniyetlerin izinde, şiirle taşın, inançla estetiğin buluştuğu bir ülkeye yol alıyoruz.İran; her kubbesinde bir dua, her şiirinde bir medeniyetin kalp atışı… Zamanın katmanlarında süzülürken, Tebriz’in ipek kokulu çarşılarından Şiraz’ın gül bahçelerine, Yazd’ın sessiz çöllerinden İsfahan’ın mavi kubbelerine uzanan bir yolculuk yaşayacağız.Bu, yalnızca bir ülkeyi görmek değil — o ülkenin ruhuna, rengini veren hikâyelere dokunmak demektir.

Bu Seyahatte Neler Yaşayacağız?

Kültürün Katmanları

• UNESCO Dünya Mirası listesindeki Tebriz Büyük Çarşısı, Soltaniyeh Kubbesi, Naqsh-e Jahan Meydanı, Persepolis ve Yazd Eski Şehri’ni keşfedeceğiz.
• Kandovan Köyü’nde, hâlâ yaşamın sürdüğü 700 yıllık kaya evlerde taşla hayatın birleşimini hissedeceğiz.
• Ardabil yaylalarında Şahseven göçebeleriyle tanışarak İran’ın kadim konar-göçer kültürünü yakından tanıyacağız.

İnancın ve Mimari Zarafetin İzinde

 • Soltaniyeh Kubbesi’nin göğe uzanan tuğlalarında ilahi bir arayışın mimariye dönüşümüne tanıklık edeceğiz.
• İsfahan’da “Dünyanın Yarısı” olarak anılan meydanın camileri, Ali Kapu Sarayı ve zarif kemerleriyle İran sanatının doruğuna ulaşacağız.
• Yazd’da Zerdüşt Ateş Tapınağı ve Amir Chakhmaq Meydanı’nda kadim inançların hâlâ canlı izlerini göreceğiz

Doğanın Sessizliği

• Erdebil yaylalarında göçebelerin ateşiyle ısınacak, çöl rüzgârlarının şekillendirdiği Yazd sokaklarında zamanın durduğunu hissedeceğiz.

• Kaşan’daki Fin Bahçesi ve tarihi evlerde, İran bahçe kültürünün zarafetini deneyimleyeceğiz.

Ruhun Şiiri

• Şiraz’da Hafez ve Sadi Türbelerinde İran’ın şiirsel ruhunu hissedecek, Nasir el-Mülk Camii’nin vitraylarından süzülen ışıkla büyüleneceğiz.

• Pasargadae’de Büyük Kiros’un mezarı önünde Pers tarihinin köklerine inecek, Persepolis ve Naqsh-e Rostam’da taş üzerindeki görkemli hikâyeleri okuyacağız.

• Her akşam, tarihi otellerde safranlı pilavlar, taze hurma tatlıları ve baharat kokularıyla İran mutfağının lezzetlerine doyacağız.

 

• Tebriz – Pars El Goli Hotel 5* veya Gostaresh Hotel 4* (1 gece)

• Ardabil – Yakamoz Hotel veya Saray Hotel (1 gece)

• Kazvin – Marmar Hotel 4* (1 gece)

• Tahran – Espinas Boulevard 5* veya Azadi / Enghelab 4* (2 gece)

• Kaşan – Mahinestan Hotel veya Manouchehri House (1 gece)

• İsfahan – Abbasi Hotel 5* veya Kowsar / Safir / Ali Qapu 4* (2 gece)

• Yezd – Moshir / Dad Hotel 4* (1 gece)

• Şiraz – Grand / Zandiyeh 5* veya Karimkhan / Royal 4* (2 gece)

• Şiraz – İstanbul dönüş uçuşu gece uçuşudur (1 gece uçakta)

Vize gerekmemektedir

İran’a giriş yapacak yolcuların pasaportlarında İsrail’e ait giriş veya çıkış damgası,
ya da İsrail sınır kapılarından alınmış herhangi bir vize/onay etiketi bulunmamalıdır.

İran makamları, pasaportunda İsrail damgası veya İsrail’de bulunulduğunu gösteren herhangi bir ibare tespit edilen kişilerin ülkeye girişine kesinlikle izin vermemektedir.

Bu nedenle:

Pasaportunuzda daha önceki seyahatlerinizden kaynaklı olarak İsrail damgası,

Ürdün veya Mısır sınır kapılarında “İsrail sınırı” ibaresi taşıyan mühürler,

İsrail vizesi ya da elektronik onay belgeleri
varsa, seyahatten önce mutlaka tarafımıza bilgi verilmesi gerekmektedir.

Aksi durumda, sınır geçişinde yaşanabilecek ret veya gecikmelerden sorumluluk yolcuya aittir.

1. Pasaport

Yurtdışı seyahatlerde pasaportun seyahat bitiş tarihinden itibaren en az 6 ay geçerli olması zorunludur. Ayrıca, 10 yıldan eski pasaportlarla seyahat yapılamaz ve yırtık veya yıpranmış pasaportlarla giriş mümkün değildir.

2. Vize

  • Vize başvurusu için en az 6 ay geçerli pasaport gerekir; belgeler, tur hareket tarihinden gidilecek ülkeye göre acente tarafından belirtilen tarihte eksiksiz olarak acenteye teslim edilmelidir.
  • Vize, tura ilk giriş yapılan veya en çok kalınan ülkeden alınmalıdır; aksi takdirde pasaport polisi giriş izni vermeyebilir ve acentenin sorumluluğu söz konusu değildir.
  • Tur iptalinde vize ve sigorta ücretleri iade edilmez. Acente, konsolosluk ile misafir arasında sadece aracıdır; vize onayı alınmaması veya gecikmesi durumlarından sorumlu tutulamaz.

3. Konaklama

  • Otel yıldız kategorisi, her ülkenin yerel otoriteleri tarafından belirlenir ve ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir; bu nedenle acente, otellerin yıldız sınıflandırmasından sorumlu değildir.
  • Tur programında belirtilen otel isimleri yalnızca örnek teşkil etmek amacıyla verilmiştir; aynı yıldız kategorisi şartları korunmak koşuluyla farklı otellerde konaklama yapılabilir.
  • Fuar, kongre vb. yoğun dönemlerde planlı konaklama bölgesinden farklı bir bölgede konaklama yapılabilir. Bu durumda, otel değişikliği tur hareketinden 1 hafta önce yazılı olarak bildirilir.
  • Japonya ve bazı Avrupa destinasyonlarında 3 kişilik oda bulunmayabilir; bu durumda çift + tek kişilik oda kombini uygulanabilir.
  • Yatak tipi talepleri, otel müsaitliğine bağlıdır; çift kişilik yatak yerine iki ayrı yatak olarak konaklama yapılabilir.
  • 3 kişilik odalarda bazı otellerde ek yatak (sofa – açılır yatak) olarak konaklama yapılabilir.
  • Tren, çadır gibi otel dışı konaklama türlerinde; özel tuvalet ve banyo bulunmayabilir, ortak alan tuvalet ve duş kullanımı gerekebilir. Üç kişilik konaklama seçeneği mevcut olmayabilir; bu gibi durumlarda konaklama genellikle çift + tek kişilik düzenlemelerle yapılır. Bu düzenlemeler, gemi turları dışında geçerlidir. Misafirler bu koşulları kabul etmiş sayılır ve acente bu durumlarla ilgili hiçbir sorumluluk üstlenmez.

4. Uçuş Bilgileri

  • Rezervasyon sırasında, pasaportta yer alan isim, doğum tarihi ve pasaport numarasının satış temsilcisine iletilmesi zorunludur. Tüm rezervasyon işlemleri bu bilgiler doğrultusunda gerçekleştirilir. Misafir; rezervasyon aşamasında ilettiği pasaport dışında farklı bir pasaportla seyahate katılırsa, bu durumdan kaynaklanan aksaklıklar, cezai yaptırımlar veya seyahate katılamama gibi sonuçlardan tek başına sorumludur.
  • Havayoluna ait iptal, rötar veya iniş şehri değişikliği gibi durumlar ortaya çıkabilir. Havayolu tarafından yapılan bu tür değişikliklerden acente sorumlu değildir. Gerek seyahat programı gerekse uçuş bilgileri, değişikliklere uyum sağlanarak misafirle paylaşılır.
  • Acenteden alınan iç hat bağlantı uçuşlarındaki değişikliklerden acente sorumlu tutulamaz. Misafir, iç hat bağlantısını kendisi sağlarsa, ana uçuşa bağlantı yapılamamasından doğacak tüm sonuçlardan tamamen kendisi sorumludur. Misafirlerin, iç hat bağlantısı almadan önce satış temsilcisi aracılığıyla mevcut uçuş saatlerini mutlaka teyit ettirmesi gerekmektedir.
  • Grup biletlerinde, gidiş uçuşu kullanılmazsa dönüş uçuşu da geçersiz olur.

5 .Bagaj Politikası

  • Türkiye çıkışlı uçuşlarda valiz hakkı genellikle 20 kg, iç hatlarda 15 kg olabilir. Fazla bagaj ücretleri havayolu kurallarına göre belirlenir; acente bu konuda sorumlu değildir.

6. Tur Programı

  • Programlarda belirtilen geziler rehberin inisiyatifinde herhangi bir nedenden dolayı belirtilen gün/günler dışında başka bir gün yapılabilir.
  • Yerel otoritelerce izin verilmeyen veya mücbir sebeple gerçekleşemeyen turlar iptal edilir, acentenin sorumluluğu yoktur. Şartlara göre mümkünse en uygun alternatif gezi organize edilebilir.
  • Ekstra turlar; minimum katılım sayısı ile gerçekleştirilir.

7. Çocuk İndirimi ve Muvafakatname

  • Çocuk indirimi, yalnızca 2 yetişkin yanında olan belirli yaş grubundaki çocuklara uygulanır.
  • 18 yaş altı reşit sayılmayan çocuklar, ebeveyni beraber turda değilse muvafakatname bulundurmak zorundadır.

8. Sağlık Beyanı

  • Rezervasyon sırasında misafir, kronik hastalık, alerji veya özel sağlık durumu gibi tıbbi bilgileri doğru ve eksiksiz olarak acenteye iletmekle yükümlüdür. Bu bilgilerin doğruluğundan yalnızca misafir sorumludur; acente bu konuda hiçbir yükümlülük kabul etmez.
  • Katılımcılar, rakım farkı, yürüyüş parkurları, merdiven iniş-çıkışları, 4×4 safari gibi fiziksel zorluk içeren aktiviteler öncesinde sağlık durumlarını ve fiziksel yeterliliklerini rezervasyon sırasında acenteye bildirmelidir. Fiziksel olarak bu aktivitelere uygun olmayan katılımcıların, turun akışını veya zamanlamasını etkilemesi hâlinde rehberin inisiyatifiyle bu aktivitelere dahil edilmemesi söz konusu olabilir. Bu durumda acente hiçbir sorumluluk üstlenmez.
  • Bazı ülkeler, sarıhumma, çocuk felci, menenjit gibi hastalıklara karşı uluslararası geçerliliğe sahip aşı sertifikaları talep etmektedir. Bu tür sertifikalara sahip olmayan yolcular, ülkeye girişte reddedilebilir. Acentenin bu belge gerekliliklerini sağlama yükümlülüğü yoktur; bu sorumluluk tamamen misafire aittir. Misafirlerin, acente tarafından belirtilen gerekli belgeleri temin etmekle yükümlüdür.
  • Misafirlerimize, seyahat süresince oluşabilecek hastalık, kaza veya tıbbi müdahale gerektiren durumlar için kapsamlı bir seyahat sağlık sigortası yaptırması önerilir. Sigorta poliçesinin kapsamı, limitleri ve geçerliliği misafir tarafından kontrol edilmeli ve kabul edilmelidir. Sigorta kapsamı dışındaki durumlarda acente hiçbir sorumluluk taşımaz.

9.Seyahat Sigortası

a) Mesleki Sorumluluk Sigortası    

  • Bu sigorta, TURSAB’ın zorunlu tuttuğu ve mesleki yükümlülükleri içeren bir sigortadır. Sağlık ve seyahat iptalini kapsamaz.

b) İptal Teminatlı Seyahat Sağlık Sigortası

  • Talep edilmesi halinde, ek ücret karşılığında düzenlenebilir. Ücret, katılımcının yaşı, gezi süresi ve tur bedeline göre değişiklik gösterir.
  • Bu sigorta, salgın hastalıkları kapsam dışı bırakır.
  • Poliçe, seyahatin başlangıç ve bitiş tarihleri arasında geçerlidir.
  • Gezi sırasında oluşabilecek hastalık veya yaralanmalarda, poliçede belirtilen istisnalar dışında, tüm dünyada 30.000 EUR’ya kadar sağlık ve tedavi masraflarını karşılar.

10. Tur İptal Koşulları

  • İptal ve değişikliklerde “Acente Satış Sözleşmesi” hükümleri geçerlidir.
  • Tura yeterli katılım sağlanmazsa, tur hareketten en az 21 gün önce iptal edilir ve bu durum tüketiciye bildirilir.

11.  Sorumluluk

  • Acente, taşımacılık, konaklama ve diğer hizmetleri üçüncü taraf sağlayıcılar aracılığıyla sunar. Grev, hava koşulları, mücbir sebepler vb. nedeniyle oluşabilecek aksaklıklardan acentenin sorumluluğu yoktur.

12. Diğer

  • Kayıp Eşya: Havalimanlarında, otobüslerde veya otellerde kaybolan, çalınan ya da hasar gören eşyalardan acente sorumlu tutulamaz. Misafirlerin kişisel eşyalarını güvence altına almaları tavsiye edilir.
  • Yemek Düzenlemeleri: Tur kapsamında verilen yemeklerde özel diyet talepleri (vegan, vejetaryen, glutensiz vb.) rezervasyon sırasında acenteye bildirilmelidir. Ancak her destinasyonda bu taleplerin karşılanması garanti edilemez ve ek maliyet çıkabilir.
  • Ekstra Turlar: Ekstra turlar, önceden belirlenen minimum katılım sayısı ile gerçekleştirilir ve bu bilgi tur öncesinde misafirlere yazılı olarak bildirilir. Katılım sayısının belirlenen sınırın altında kalması hâlinde, turun gerçekleşmesi için katılımcılardan kişi başı fiyat farkı talep edilebilir veya tur iptal edilebilir.
  • Hukuki Uyuşmazlıklar: Tura katılım ve ilgili tüm hizmetlere dair taraflar arasında doğabilecek uyuşmazlıklarda Türkiye Cumhuriyeti yasaları geçerlidir. Yetkili mahkeme ve icra daireleri, İstanbul (Merkez) mahkemeleri ve icra daireleridir.

 

İki kişilik odada kişi başı
2490 EURO
Tek kişi
3010 EURO

Tur Tarihleri

18 Nisan 2026 - 30 Nisan 2026
12 Gece / 13 Gün
K Bertan Şalmanlı
2490 EURO
Ön Rezervasyon
06 Kasım 2026 - 18 Kasım 2026
12 Gece / 13 Gün
Ülkü Sevener
2490 EURO
Ön Rezervasyon
Ülkü Sevener

Ülkü Sevener

“Önce Merak ederim sonra okumaya başlar ve nihayet o coğrafya ve kültüre önce kendimi götürür ve gezdiririm .Dönünce bildiklerime,öğrendiklerime,gördüklerimi ekler ve meraklı gezginlerle paylaşmaya çalışırım “

Turizm ile lise yıllarında tanışan Ülkü Sevener Galatasaray lisesi ve Ankara  Üniversitesi SBF Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo TV bölümünde okudu. 1989’da kokartı aldıktan sonra yerli ve yabancı gezginler ile Türkiye'nin, Dünya’nın birçok yerine kültür turlarında rehber olarak eşlik etmeye devam ediyor ve  arada kalan vakitlerinde yeni coğrafyaları keşfetmeye devam ediyor...

Ülkü Sevener

Yorumlar

0 Yorum
Henüz yorum yapılmamış.

Bizi takip edin!

Kara Gemi