Mısır, Yemen, Sokotra & Umman Turu

Çölün Kalbinden Okyanusun Kıyısına

THY

Gece 03.00’te İstanbul Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde rehberimiz Tulga Ozan ve grup üyeleriyle buluşuyoruz. Yolculuğumuz, gecenin sessizliğinde doğacak yeni bir hikâyenin ilk sayfası gibidir.

Türk Hava Yolları’nın TK690 seferiyle saat 06:55’te İstanbul’dan hareket ediyor, yaklaşık 2 saat 20 dakikalık aktarmasız uçuşun ardından 09:15’te Kahire’ye varıyoruz. Uçağın tekerlekleri Nil deltası topraklarına değdiğinde, binlerce yıllık bir uygarlığın kalbine indiğimizi hissederiz.

 Varışta pasaport işlemlerimizin ardından bizi bekleyen özel aracımızla Giza bölgesindeki Gaia Pyramids Hotel’e transfer oluyoruz. Odalarımız henüz hazır olmayacağı için eşyalarımızı bırakıyor, günün geri kalanını sakin bir tempoda geçiriyoruz.

İsteyenlerle birlikte piramitlerin çevresinde kısa yürüyüşler yapıyor, bu toprakların mistik atmosferini hissediyoruz.

Öğleden sonra dileyenlerle birlikte insanlık tarihinin en iddialı müze projesi olan Büyük Mısır Müzesi (GEM)’ni ziyaret ediyoruz. Firavunların mirasını modern mimarinin zarafetiyle buluşturan bu etkileyici yapı, Tutankhamon’un altın maskesinden dev heykellere kadar tarihle göz göze gelme fırsatı sunuyor.

Akşamüstü serbest zaman. Giza’nın sessizliğinde, Nil’in uzak yansımaları eşliğinde geçirilen bu ilk gün, yolculuğumuzun ritmini belirler.

Yarın sabah, Arap Yarımadası’nın güneyine, Yemen’in efsanevi Hadramut vadisine doğru yeni bir keşfe çıkacağız.

Kahvaltının ardından havalimanına transfer oluyoruz.
12:45’te Kahire’den hareket eden uçuşumuz, 16:15’te Seiyoun’a varıyor.
Yemen’in güneydoğusundaki Hadramut Vadisi, toprağın, ışığın ve sessizliğin yavaş aktığı bir dünyadır.

Gümrük ve vize işlemlerinin ardından bizi karşılayan yerel ekiple kısa bir şehir tanıtım turuna çıkıyoruz. Seiyoun’un dar sokakları, toprak renkli evleri ve hurma pazarlarının arasında yürüyüş yapıyor, bölgenin gündelik yaşamına tanıklık ediyoruz.

Yerel çarşılarda Yemen kültürünün simgesi olan janbiya bıçaklarını görüyoruz — geleneksel erkek giyiminin parçası olan bu el yapımı hançerler ustalıkla işlenmiş gümüş kabzalarıyla dikkat çeker.

Kısa şehir gezisinin ardından Hawta Palace Hotel’e transfer oluyoruz.
Avlusundaki hurma ağaçlarının gölgesinde alınan akşam yemeğiyle, uzun yolun ardından Hadramut’un sessizliğine karışıyoruz.

Sabah erken kahvaltının ardından Kathiri Sarayı’nı ziyaret ediyoruz.
08:00–12:00 arası ziyarete açık olan bu tarihî yapı, Hadramut’un 19. yüzyıldaki ihtişamını yansıtır.
Renkli cepheleri, avlu düzeni ve dönemin kraliyet yaşamına ait detaylarıyla bölgenin en etkileyici yapısıdır.

Ardından, Seiyoun’a bir saat uzaklıktaki Tarim’e hareket ediyoruz.
Yol boyunca hurma bahçeleri, kerpiçten inşa edilmiş kule evler ve küçük vadiler Hadramut’un pastoral manzarasını oluşturur.

Varışta Al-Mihdar Camii’nin zarif minaresi gökyüzüne uzanır — Arap Yarımadası’nın en yüksek kerpiç minaresidir.
Tarim, yüzyıllardır Sufi kültürünün ve İslamî eğitimin merkezidir. Burada yer alan İslamik Sufi Merkezi’ni ziyaret ediyor, medrese atmosferinde geleneksel öğretinin izlerini görüyoruz.

Öğle saatlerinde kısa bir çay molasının ardından Aynat yönüne devam ediyoruz.
Burası “veliler vadisi” olarak anılır — birçok evliyanın türbesine ev sahipliği yapar.
Ziyaretler sırasında hem inanç hem de mimari sade bir uyum içindedir.

Günün sonunda Seiyoun’a dönüyor, Hawta Palace Hotel’de dinleniyoruz.
Gecenin sessizliğinde, hurma ağaçlarının arasından gelen rüzgârın sesi Hadramut’un eski hikâyelerini fısıldar.

Sabah kahvaltısının ardından Hadramut’un sembolü haline gelmiş, UNESCO Dünya Mirası listesindeki Shibam’a doğru yola çıkıyoruz.

Vadi boyunca ilerlerken, uzakta beliren kerpiç kulelerin silueti giderek belirginleşir. Shibam’ın büyüleyici görüntüsü — kum rengine bürünmüş, birbirine yaslanan on katlı evleriyle — çölde bir serap gibi karşımıza çıkar.

Çölün Manhattan’ı” olarak anılan bu kadim şehir, yüzyıllar boyunca rüzgâr ve güneşle yoğrulmuş kerpiçten yükselen bir sanat eseri gibidir.

Dar sokaklarında yürürken taş değil, toprak kokar; rüzgâr, her köşeden geçmişin fısıltılarını taşır. Kentin orta yerinde yükselen Eski Cami, Hadramut mimarisinin zarif geometrisini gözler önüne serer.

Öğle saatlerinde Shibam’da kısa bir mola verdikten sonra, günün kalanını çölün sessizliğine bırakıyoruz.

Yolumuz, sarı ve kızıl tonların içinden geçerek Wadi Doan Vadisi’ne uzanıyor.

Burası, hem şiir hem de yalnızlıkla yoğrulmuş bir vadi… Zamanın yavaşladığı, gölgelerin ve ışığın birbirine karıştığı yer.

Akşam üzeri Haid Al-Jizil Resort’a varıyoruz. Vadinin üzerinde asılı duran bu eşsiz lodge, konumu ve manzarasıyla Hadramut’un tüm sessizliğini önümüze serer. Gün batımında vadinin rengi altına dönerken, sanki yeryüzüyle gökyüzü arasındaki sınır kalkar.

Sabah, Wadi Doan vadisinin derinlerinden yükselen ışıkla güne uyanıyoruz. Vadinin sessizliği, sabah ezanının yankısıyla birleşirken, gökyüzü turuncu ve altın tonlara boyanır. Kahvaltının ardından, Hadramut’un en şiirsel köylerini keşfe çıkıyoruz.

İlk durağımız, vadi boyunca bir kartpostal gibi uzanan Al-Hajjrain köyü. Yüksek bir tepeye kurulmuş evleri, dar sokakları ve vadiye bakan pencereleriyle mimari bir şiir gibidir. Ardından Sif köyüne geçiyoruz — toprak renkli evleri ve hurma ağaçları arasında kaybolan yollarıyla Yemen’in pastoral yüzünü sergiler.

Öğle saatlerinde vadinin ortasında geleneksel bir öğle yemeği molası veriyoruz. Yemen kahvesi, baharatlı pirinç ve taze ekmek eşliğinde, sessizliğin içinden gelen misafirperverlik vadinin ruhunu yansıtır.

Öğleden sonra Rehab ve Buqshan köylerine devam ediyoruz. Buqshan ailesinin restore ettiği geleneksel evler, yerel mimarinin modern dokunuşla birleştiği etkileyici bir manzara sunar. Her köyde fotoğraf durakları, yerel halkla sıcak selamlaşmalar ve vadinin kıvrımlarında saklı hayatlar bize eşlik eder.

Günün sonunda Haid Al-Jizil Resort’a dönüyoruz. Gün batımıyla birlikte Wadi Doan yeniden ışığa bürünür; gölgeler vadinin derinliğine çekilirken, rüzgâr tozun içinden bin yıllık hikâyeleri taşır.

Akşam yemeği, açık terasta, yıldızların altındaki bu benzersiz sessizlikle tamamlanır.

Sabah kahvaltısının ardından Wadi Doan Vadisi’ne veda ediyoruz.

Yolculuğumuz bugün, Hadramut’un tozlu vadilerinden Umman Denizi’nin tuzlu rüzgârına doğru uzanıyor. Yüksek kayalıkların ve derin vadilerin arasından geçen bu rota, Yemen’in coğrafi çeşitliliğini gözler önüne serer.

Yol boyunca manzara sürekli değişir: sabahın serinliğinde vadiler altın renge bürünür, öğleye doğru çöl yerini yavaş yavaş ufuktaki maviliğe bırakır. Yol kenarındaki küçük köylerde hayat hâlâ yavaş akar; hurma kurutan kadınlar, duvar dibinde oturan çocuklar ve uzaklarda görünen deve kervanları, bu toprakların zamansız ritmini yansıtır.

Öğle yemeği yol üzerinde alınır. Ardından vadilerin son kayalık geçitlerini aşıp, Yemen’in güney kıyısındaki Mukalla şehrine ulaşırız.

Göz alabildiğine uzanan kıyı şeridi, liman boyunca dizilen balıkçı tekneleri ve pastel renkli evleriyle Mukalla, Arap Denizi’nin huzurlu yüzüdür.

Akşam üzeri şehre kısa bir panoramik tur yapıyoruz. Al-Ghwayzi Kalesi ve Qu’aiti Sarayı (şehir müzesi), Hadramut’un tarihî denizcilik mirasını yansıtır. Günün sonunda otelimize yerleşiyoruz.
 

Ramada Al-Mukalla, deniz kenarında konumuyla uzun yolculuğun ardından konforlu bir mola sunar.

Akşam yemeği otelde, denizden gelen esinti ve uzaktan gelen dalga sesleri eşliğinde alınır.

Sabah kahvaltısının ardından havaalanına transfer oluyoruz. Yemen’in güney kıyısından, Hint Okyanusu’nun ortasındaki izole bir cennete — Sokotra Adası’na — doğru kısa bir uçuş gerçekleştiriyoruz.

Yaklaşık bir saatlik yolculuk boyunca pencereden bakıldığında, sonsuz maviliğin içinden yavaşça yükselen dağlar ve kıvrımlı sahiller görünür; sanki başka bir gezegene iniş yapıyoruzdur.

12:15’te adaya varışımızın ardından kısa bir karşılama ve öğle yemeği molası veriyoruz. Ardından Arher Sahili’ne hareket ediyoruz.

Burası, tatlı suyla tuzlu denizin buluştuğu, beyaz kumulların gökyüzüne yükseldiği olağanüstü bir manzaraya sahiptir. Kıyıda yürürken rüzgârın taşıdığı tuz kokusu ve okyanusun derin sesi adanın vahşi zarafetini hissettirir.

Dileyenler sahilde dinlenebilir, dileyenler dev kumullara tırmanarak yukarıdan Hint Okyanusu manzarasının tadını çıkarabilir.

Öğleden sonra adanın doğu ucuna, Ras Erissel (Cap Erissel) burnuna gidiyoruz — burası, Hint Okyanusu ile Arap Denizi’nin birleştiği nokta.

Kayalık kıyılara vuran dalgaların sesi ve gökyüzünün uçsuz maviliği, adanın mistik karakterini tamamlar.

Akşam üzeri otele dönüş ve dinlenme.

Sokotra’daki konaklamamız süresince merkezde yer alan Summerland Hotel, temizliği ve konumu ile adadaki en iyi standartları sunar.

Günün sonunda, şehir ışıklarından uzak bir adada yıldızlarla kaplı gökyüzünün altında geçirilen bu ilk gece, yolculuğun unutulmaz anlarından biri olur.

Sabah kahvaltısının ardından Sokotra’nın kuzey kıyısındaki Dihamri Deniz Koruma Alanı’na doğru yola çıkıyoruz.

Yol, bazen denize paralel, bazen sarp kayalıkların arasından ilerler; her virajda mavi tonları değişen okyanus manzarası bize eşlik eder.

Dihamri’ye vardığımızda, berrak suların altındaki mercan bahçeleriyle karşılaşırız.

Burası, adanın en iyi şnorkel noktalarından biridir.

Dileyenler renkli resiflerin arasında yüzer, dileyenler sahilde dinlenir. Mercanlara temas edilmemesi, doğanın hassas dengesine duyulan saygının bir parçasıdır.

Öğle yemeği sahilde basit ama lezzetli bir piknik şeklinde alınır.

Ardından adanın doğusundaki Homhil Doğa Parkı’na hareket ediyoruz.
 

Yol boyunca ejderha kanı ağaçları (Dracaena cinnabari) ve şişe ağaçları (Adenium obesum) belirir — yalnızca Sokotra’ya özgü, dünyada başka hiçbir yerde görülmeyen bitkiler.

Homhil’de kısa bir doğa yürüyüşü yapıyoruz. Patika, vadinin yukarısına doğru kıvrılır ve sonunda “doğal sonsuzluk havuzu (infinity pool)” olarak bilinen noktaya ulaşırız.

Buradan aşağıda uzanan vadiler ve deniz, sonsuzluk hissi verir. Dileyenler burada kısa bir yüzme molası verebilir.

Günün sonunda Hadibo’ya dönüyoruz. Akşam yemeği, otelde veya sahil restoranlarından birinde servis edilir.

Sokotra’da bir gün daha, insanın doğayla sessizce barıştığı bir anıya dönüşür.

 

Sabah erken saatlerde kahvaltının ardından adanın iç kesimlerine, Dixam Platosu’na doğru yola çıkıyoruz.

Yol boyunca manzara dramatik biçimde değişir — sahilin mavisi yerini kurak vadilere, ardından taş ve ışıkla şekillenmiş yüksek yaylalara bırakır.

Dixam, Sokotra’nın en etkileyici manzaralarından birine sahiptir.

Yüzlerce metre aşağıda uzanan Dirhur Kanyonu, derin bir yara gibi adayı ikiye böler. Seyir noktasında durduğumuzda, vadinin sessizliğinde yalnızca rüzgârın sesi duyulur.

Burada doğanın ölçeğiyle insanın küçüklüğünü, adanın zamansızlığında hissederiz.

Dixam platosunda kısa yürüyüşler yapıyor, Dirhur Kanyonu’na inen patikaları izliyoruz.

Dileyenler kısa bir yürüyüşle kanyonun doğal su havuzlarında serinleyebilir.

Ardından, Sokotra’nın sembolü haline gelmiş Firmihin Ormanı’na gidiyoruz — ejderha kanı ağaçlarının (Dracaena cinnabari) en yoğun bulunduğu bölge.

Bu ağaçlar, göğe uzanan dalları ve kubbe biçimindeki gövdeleriyle sanki başka bir gezegene aitmiş hissi yaratır.

Yaprak aralarından süzülen ışık ve kırmızı reçinenin hikâyesiyle, adanın binlerce yıllık mitolojisi canlanır.

Yerel halk bu reçineyi “ejderha kanı” olarak adlandırır — hem tıbbi hem mistik anlamlarıyla adanın simgesidir.

Öğle yemeği doğada piknik şeklinde alınır. Günün geri kalanında çevredeki vadilerde fotoğraf molaları veriyor, gün batımını izlemek üzere Hadibo’ya dönüyoruz.

Akşam, otelde sade bir akşam yemeği ve Sokotra’nın yıldızlı gökyüzü eşliğinde dinlenme.

Sabah kahvaltısının ardından, adanın batı ucundaki Qalansiya kasabasına doğru yola çıkıyoruz.

Yol boyunca adanın vahşi doğası bir kez daha yüzünü gösterir: kireçtaşı kayalıklar, okyanusa inen vadiler ve rüzgârla biçimlenmiş tuzlu bitkilerle çevrili topraklar.

 

Qalansiya, renkli balıkçı tekneleri, pastel evleri ve sade yaşamıyla Sokotra’nın en karakteristik kasabasıdır.

Buradan kısa bir araç yolculuğuyla adanın doğa harikası Detwah Lagünü’ne ulaşıyoruz.

Turkuaz suları, beyaz kumları ve değişen gelgitleriyle bu lagün, Sokotra’nın belki de en fotojenik manzaralarından biridir.

Öğle saatlerinde lagün kıyısında piknik tarzı öğle yemeği alıyoruz.

Rüzgârın yavaşladığı anlarda, sığ suların içinde yüzlerce deniz canlısı görünür hale gelir — vatozlar, yengeçler, kuşlar ve deniz yıldızları…

Lagünün çevresindeki kuş popülasyonu, özellikle göç mevsiminde olağanüstü zenginlikte olur.

Öğleden sonra, yerel halk arasında “Caveman” olarak tanınan Ellai ile tanışıyoruz.

Ellai, yıllardır lagün kıyısında kendi kurduğu barınakta yaşayan bir adalı.

Kendine özgü yaşam biçimiyle, doğayla insan arasındaki uyumun canlı bir simgesidir.

Bizi balık toplama, kabuklardan süs eşyası yapma gibi günlük ritüellerine tanık olmaya davet eder.

Bu deneyim, Sokotra’nın sadece doğa değil, insan hikâyeleriyle de nasıl büyülediğini gösterir.

Günün sonunda Hadibo’ya dönüş yolculuğuna başlıyoruz.

Akşam otele vardığımızda, ardımızda gökyüzünün turkuazdan mora döndüğü, sonsuz bir sessizlik ve doğayla kurulmuş nadir bir bağ kalır.

Sabah erken saatlerde kahvaltının ardından havaalanına transfer.

Sokotra’daki son sabah… Güneş, adanın üzerindeki dağlara yavaşça tırmanırken, ardımızda bıraktığımız sessizlik ve doğanın saf hali, bu yolculuğun özünü hatırlatır.

10:15’te uçağımızla adadan ayrılıyor, 11:30’da Al Ghaydah’a iniyoruz.

Burada bizi bekleyen yerel ekip ve araçlarla birlikte kara yolculuğuna başlıyoruz.

Yol, Arap Denizi kıyısı boyunca uzanır; bir yanda turkuaz sular, diğer yanda kum tepeleri.

Her kilometrede renk değişir — sarıdan beyaza, beyazdan yeşile.

Öğle yemeği Al Ghaydah çevresinde veya Hawf bölgesinde alınır.

Hawf’a yaklaştıkça coğrafya şaşırtıcı biçimde dönüşür: çöl yerini tropik yeşilliklere, hurma ağaçlarının arasına karışan sisli dağ yamaçlarına bırakır.

Umman sınırındaki işlemler tamamlandıktan sonra Salalah yönüne devam ediyoruz.

Akşam üzeri, Umman’ın serin esintisiyle Salalah’a varıyoruz.

Okyanusun kıyısında, yemyeşil bahçeleriyle ünlü Crowne Plaza Salalah Hotel’e yerleşiyoruz.

Yorgunluğun ardından, açık havuzun veya sahilin kenarında içilen bir kahve, uzun yolun ardından bir ödül gibidir.

Bu akşam, deniz kıyısında huzurlu bir dinlenme… çölün sessizliğinden tropik bir kıyıya geçişin dengesiyle tamamlanır.

Sabah kahvaltısının ardından Salalah’ın serin rüzgârıyla güne başlıyoruz.

Bugün programımız sakin — uzun bir yolculuğun ardından doğanın huzuruna bırakıyoruz kendimizi.

İlk durağımız, yeşil vadileri ve şelaleleriyle Salalah’ın simgesi haline gelen Wadi Darbat.

Kısa yürüyüşler yapıyor, gölgeli ağaçların altında sessiz bir sabahın keyfini çıkarıyoruz.

Öğleden sonra Haffa Souq’ta serbest zaman — tütsü kokularının, renkli kumaşların ve Umman’ın dingin atmosferinin içinde son hediyeliklerimizi seçiyoruz.

Akşam havaalanına transfer, ardından 19:05 uçuşu ile Muscat’a, oradan gece yarısı İstanbul’a dönüş.

Yol boyunca zihinlerde sessiz bir huzur, ardımızda bıraktığımız benzersiz coğrafyaların hatırası kalır.

Gece yarısından sonra Türk Hava Yolları uçağıyla Muscat’tan İstanbul’a hareket ediyoruz.

Uçak gökyüzüne yükselirken, ardımızda Arap Yarımadası’nın kum rengi dağları, vadileri ve okyanus kıyıları kalıyor.

Beş saatlik uçuş boyunca, son iki haftanın görüntüleri zihinde yavaşça belirir:

Giza piramitlerinin sabah ışıkları, Hadramut’un çöl şehirleri, Sokotra’nın ejderha ağaçları, Salalah’ın yeşil vadileri…

Her biri farklı bir dünyayı temsil ederken, hepsi aynı yolculuğun parçaları hâline gelir.

Sabah erken saatlerde İstanbul’a varış.

Pasaport işlemlerinin ardından grup üyeleriyle vedalaşıyor, birlikte yaşadığımız bu benzersiz yolculuğun anılarını içimizde taşıyarak evlerimize dönüyoruz.

Neler Dahil?

  • Türk Hava Yolları ile İstanbul – Kahire / Muscat – İstanbul uçak biletleri
  • Yemen Airways iç hat uçuşları: Kahire – Seiyoun / Mukalla – Sokotra / Sokotra – Al Ghaydah
  • Oman Air iç hat uçuşu: Salalah – Muscat
  • Programda belirtilen tüm havaalanı – otel – şehir transferleri

 Tüm konaklamalar:

 • Kahire – Gaia Pyramids Hotel

 • Seiyoun – Hawta Palace Hotel

 • Wadi Doan – Haid Al-Jizil Resort

 • Mukalla – Ramada Al-Mukalla

 • Sokotra – Summerland Hotel

 • Salalah – Crowne Plaza Salalah

 Belirtilen yemekler: 12 kahvaltı, 9 öğle, 9 akşam yemeği

  • Sokotra’da 4x4 araçlarla ulaşım (2–3 kişi / araç)
  •  Yemen ve Sokotra’da tüm yerel rehberlik hizmetleri
  •  Türkçe rehberlik – Tulga Ozan eşliğinde özel tur liderliği
  •  Programda belirtilen tüm geziler ve giriş ücretleri
  • Yemen izinleri ve vizeleri (Seiyoun, Mukalla, Sokotra ve Al Ghaydah onay süreçleri dâhil)
  • Tüm yerel bahşişler (rehber, şoför, otel personeli vb.)
  •  Seyahat boyunca Dünya Değişmeden Premium Seyahat Kiti
  • Mesleki sorumluluk sigortası

Neler Hariç?

  • Yurtdışı çıkış harcı
  • Mısır ve Umman vizeleri (Mısır kapı vizesi, Umman e-vizesi)
  •  Zorunlu seyahat sağlık sigortası (katılımcı tarafından yaptırılmalıdır)
  • Kişisel harcamalar (içecekler, otel ekstraları, alışveriş vb.)
  •  Programda belirtilmeyen yemekler ve isteğe bağlı aktiviteler
Rota Uçuş No Uçuş Tarihi Kalkış Saati İniş Saati
İstanbul - Kahire TK 690 19 Ekim 2026 06:55 09:15
Muskat - İstanbul TK 775 31 Ekim 2026 01:25 05:45

Bir yolculuk, bazen haritada değil; zihnin en derin kıvrımlarında başlar.

Bu rota da öyle… Nil’in kadim nefesinden yola çıkıp, Hadramut’un tozlu vadilerinden geçerek, dünyanın en izole adalarından biri olan Sokotra’ya, oradan da Umman’ın yeşil vahalarına uzanıyor.

Firavunların sessizliğini, çölün sabrını, ejderha ağaçlarının gölgesindeki zamanı ve insanın doğayla kurduğu kadim bağı anlatan bir hikâye bu.

Yolun her adımı, bir medeniyetin yankısı gibi; her durak, tarihin unuttuğu bir dua kadar derin.

Tulga Ozan’ın rehberliğinde gerçekleşen bu özel yolculuk, yalnızca bir rota değil — bir bakış biçimi.

Dünyanın en zor coğrafyalarında, izinle, sabırla, saygıyla ve merakla ilerleyen bir keşif…

Lüksün, konfordan çok anlamda saklı olduğu bir deneyim.

1. Pasaport

  • Yurtdışı seyahatlerde pasaportun seyahat bitiş tarihinden itibaren en az 6 ay geçerli olması zorunludur. Ayrıca, 10 yıldan eski pasaportlarla seyahat yapılamaz ve yırtık veya yıpranmış pasaportlarla giriş mümkün değildir.

2. Vize

  • Vize başvurusu için en az 6 ay geçerli pasaport gerekir; belgeler, tur hareket tarihinden gidilecek ülkeye göre acente tarafından belirtilen tarihte eksiksiz olarak acenteye teslim edilmelidir.
  • Vize, tura ilk giriş yapılan veya en çok kalınan ülkeden alınmalıdır; aksi takdirde pasaport polisi giriş izni vermeyebilir ve acentenin sorumluluğu söz konusu değildir.
  • Tur iptalinde vize ve sigorta ücretleri iade edilmez. Acente, konsolosluk ile misafir arasında sadece aracıdır; vize onayı alınmaması veya gecikmesi durumlarından sorumlu tutulamaz.

3. Konaklama

  • Otel yıldız kategorisi, her ülkenin yerel otoriteleri tarafından belirlenir ve ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir; bu nedenle acente, otellerin yıldız sınıflandırmasından sorumlu değildir.
  • Tur programında belirtilen otel isimleri yalnızca örnek teşkil etmek amacıyla verilmiştir; aynı yıldız kategorisi şartları korunmak koşuluyla farklı otellerde konaklama yapılabilir.
  • Fuar, kongre vb. yoğun dönemlerde planlı konaklama bölgesinden farklı bir bölgede konaklama yapılabilir. Bu durumda, otel değişikliği tur hareketinden 1 hafta önce yazılı olarak bildirilir.
  • Japonya ve bazı Avrupa destinasyonlarında 3 kişilik oda bulunmayabilir; bu durumda çift + tek kişilik oda kombini uygulanabilir.
  • Yatak tipi talepleri, otel müsaitliğine bağlıdır; çift kişilik yatak yerine iki ayrı yatak olarak konaklama yapılabilir.
  • 3 kişilik odalarda bazı otellerde ek yatak (sofa – açılır yatak) olarak konaklama yapılabilir.
  • Tren, çadır gibi otel dışı konaklama türlerinde; özel tuvalet ve banyo bulunmayabilir, ortak alan tuvalet ve duş kullanımı gerekebilir. Üç kişilik konaklama seçeneği mevcut olmayabilir; bu gibi durumlarda konaklama genellikle çift + tek kişilik düzenlemelerle yapılır. Bu düzenlemeler, gemi turları dışında geçerlidir. Misafirler bu koşulları kabul etmiş sayılır ve acente bu durumlarla ilgili hiçbir sorumluluk üstlenmez.

4. Uçuş Bilgileri

  • Rezervasyon sırasında, pasaportta yer alan isim, doğum tarihi ve pasaport numarasının satış temsilcisine iletilmesi zorunludur. Tüm rezervasyon işlemleri bu bilgiler doğrultusunda gerçekleştirilir. Misafir; rezervasyon aşamasında ilettiği pasaport dışında farklı bir pasaportla seyahate katılırsa, bu durumdan kaynaklanan aksaklıklar, cezai yaptırımlar veya seyahate katılamama gibi sonuçlardan tek başına sorumludur.
  • Havayoluna ait iptal, rötar veya iniş şehri değişikliği gibi durumlar ortaya çıkabilir. Havayolu tarafından yapılan bu tür değişikliklerden acente sorumlu değildir. Gerek seyahat programı gerekse uçuş bilgileri, değişikliklere uyum sağlanarak misafirle paylaşılır.
  • Acenteden alınan iç hat bağlantı uçuşlarındaki değişikliklerden acente sorumlu tutulamaz. Misafir, iç hat bağlantısını kendisi sağlarsa, ana uçuşa bağlantı yapılamamasından doğacak tüm sonuçlardan tamamen kendisi sorumludur. Misafirlerin, iç hat bağlantısı almadan önce satış temsilcisi aracılığıyla mevcut uçuş saatlerini mutlaka teyit ettirmesi gerekmektedir.
  • Grup biletlerinde, gidiş uçuşu kullanılmazsa dönüş uçuşu da geçersiz olur.

5 .Bagaj Politikası

  • Türkiye çıkışlı uçuşlarda valiz hakkı genellikle 20 kg, iç hatlarda 15 kg olabilir. Fazla bagaj ücretleri havayolu kurallarına göre belirlenir; acente bu konuda sorumlu değildir.

6. Tur Programı

  • Programlarda belirtilen geziler rehberin inisiyatifinde herhangi bir nedenden dolayı belirtilen gün/günler dışında başka bir gün yapılabilir.
  • Yerel otoritelerce izin verilmeyen veya mücbir sebeple gerçekleşemeyen turlar iptal edilir, acentenin sorumluluğu yoktur. Şartlara göre mümkünse en uygun alternatif gezi organize edilebilir.
  • Ekstra turlar; minimum katılım sayısı ile gerçekleştirilir.

7. Çocuk İndirimi ve Muvafakatname

  • Çocuk indirimi, yalnızca 2 yetişkin yanında olan belirli yaş grubundaki çocuklara uygulanır.
  • 18 yaş altı reşit sayılmayan çocuklar, ebeveyni beraber turda değilse muvafakatname bulundurmak zorundadır.

8. Sağlık Beyanı

  • Rezervasyon sırasında misafir, kronik hastalık, alerji veya özel sağlık durumu gibi tıbbi bilgileri doğru ve eksiksiz olarak acenteye iletmekle yükümlüdür. Bu bilgilerin doğruluğundan yalnızca misafir sorumludur; acente bu konuda hiçbir yükümlülük kabul etmez.
  • Katılımcılar, rakım farkı, yürüyüş parkurları, merdiven iniş-çıkışları, 4×4 safari gibi fiziksel zorluk içeren aktiviteler öncesinde sağlık durumlarını ve fiziksel yeterliliklerini rezervasyon sırasında acenteye bildirmelidir. Fiziksel olarak bu aktivitelere uygun olmayan katılımcıların, turun akışını veya zamanlamasını etkilemesi hâlinde rehberin inisiyatifiyle bu aktivitelere dahil edilmemesi söz konusu olabilir. Bu durumda acente hiçbir sorumluluk üstlenmez.
  • Bazı ülkeler, sarıhumma, çocuk felci, menenjit gibi hastalıklara karşı uluslararası geçerliliğe sahip aşı sertifikaları talep etmektedir. Bu tür sertifikalara sahip olmayan yolcular, ülkeye girişte reddedilebilir. Acentenin bu belge gerekliliklerini sağlama yükümlülüğü yoktur; bu sorumluluk tamamen misafire aittir. Misafirlerin, acente tarafından belirtilen gerekli belgeleri temin etmekle yükümlüdür.
  • Misafirlerimize, seyahat süresince oluşabilecek hastalık, kaza veya tıbbi müdahale gerektiren durumlar için kapsamlı bir seyahat sağlık sigortası yaptırması önerilir. Sigorta poliçesinin kapsamı, limitleri ve geçerliliği misafir tarafından kontrol edilmeli ve kabul edilmelidir. Sigorta kapsamı dışındaki durumlarda acente hiçbir sorumluluk taşımaz.

9.Seyahat Sigortası

a) Mesleki Sorumluluk Sigortası    

  • Bu sigorta, TURSAB’ın zorunlu tuttuğu ve mesleki yükümlülükleri içeren bir sigortadır. Sağlık ve seyahat iptalini kapsamaz.

b) İptal Teminatlı Seyahat Sağlık Sigortası

  • Talep edilmesi halinde, ek ücret karşılığında düzenlenebilir. Ücret, katılımcının yaşı, gezi süresi ve tur bedeline göre değişiklik gösterir.
  • Bu sigorta, salgın hastalıkları kapsam dışı bırakır.
  • Poliçe, seyahatin başlangıç ve bitiş tarihleri arasında geçerlidir.
  • Gezi sırasında oluşabilecek hastalık veya yaralanmalarda, poliçede belirtilen istisnalar dışında, tüm dünyada 30.000 EUR’ya kadar sağlık ve tedavi masraflarını karşılar.

10. Tur İptal Koşulları

  • İptal ve değişikliklerde “Acente Satış Sözleşmesi” hükümleri geçerlidir.
  • Tura yeterli katılım sağlanmazsa, tur hareketten en az 21 gün önce iptal edilir ve bu durum tüketiciye bildirilir.

11.  Sorumluluk

  • Acente, taşımacılık, konaklama ve diğer hizmetleri üçüncü taraf sağlayıcılar aracılığıyla sunar. Grev, hava koşulları, mücbir sebepler vb. nedeniyle oluşabilecek aksaklıklardan acentenin sorumluluğu yoktur.

12. Diğer

  • Kayıp Eşya: Havalimanlarında, otobüslerde veya otellerde kaybolan, çalınan ya da hasar gören eşyalardan acente sorumlu tutulamaz. Misafirlerin kişisel eşyalarını güvence altına almaları tavsiye edilir.
  • Yemek Düzenlemeleri: Tur kapsamında verilen yemeklerde özel diyet talepleri (vegan, vejetaryen, glutensiz vb.) rezervasyon sırasında acenteye bildirilmelidir. Ancak her destinasyonda bu taleplerin karşılanması garanti edilemez ve ek maliyet çıkabilir.
  • Ekstra Turlar: Ekstra turlar, önceden belirlenen minimum katılım sayısı ile gerçekleştirilir ve bu bilgi tur öncesinde misafirlere yazılı olarak bildirilir. Katılım sayısının belirlenen sınırın altında kalması hâlinde, turun gerçekleşmesi için katılımcılardan kişi başı fiyat farkı talep edilebilir veya tur iptal edilebilir.
  • Hukuki Uyuşmazlıklar: Tura katılım ve ilgili tüm hizmetlere dair taraflar arasında doğabilecek uyuşmazlıklarda Türkiye Cumhuriyeti yasaları geçerlidir. Yetkili mahkeme ve icra daireleri, İstanbul (Merkez) mahkemeleri ve icra daireleridir.

 

İki kişilik odada kişi başı
6500 USD
Tek kişi
7050 USD

Tur Tarihleri

27 Nisan 2026 - 09 Mayıs 2026
11 Gece / 13 Gün
Tulga Ozan
Kesin Kalkış
6500 USD
Kontenjan Tükendi
19 Ekim 2026 - 31 Ekim 2026
11 Gece / 13 Gün
Ülkü Sevener
6500 USD
Ön Rezervasyon
Ülkü Sevener

Ülkü Sevener

“Önce Merak ederim sonra okumaya başlar ve nihayet o coğrafya ve kültüre önce kendimi götürür ve gezdiririm .Dönünce bildiklerime,öğrendiklerime,gördüklerimi ekler ve meraklı gezginlerle paylaşmaya çalışırım “

Turizm ile lise yıllarında tanışan Ülkü Sevener Galatasaray lisesi ve Ankara  Üniversitesi SBF Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo TV bölümünde okudu. 1989’da kokartı aldıktan sonra yerli ve yabancı gezginler ile Türkiye'nin, Dünya’nın birçok yerine kültür turlarında rehber olarak eşlik etmeye devam ediyor ve  arada kalan vakitlerinde yeni coğrafyaları keşfetmeye devam ediyor...

Ülkü Sevener

Yorumlar

0 Yorum
Henüz yorum yapılmamış.

Bizi takip edin!

Kara Gemi