Yolculuğu düşleyip, sonuçtan çok sürecin büyüsüne kapılıp dünyanın rengine kanmaya gönüllü olduğum yaştan beri rehberim. Pek çok okudum yazdım. Okullara başlayıp bıraktım. Türkiye’nin ilk üniversiteden Turist Rehberi yetiştiren Ege Üniversitesi Turist Rehberliği’nden mezun oldum. Sonra da öykülerime inanıp, Dokuz Eylül Güzel Sanatlar’dan, yeteneği şüpheli ama dili zengin bir sinemacı olarak mezun oldum. Roma’da sinemanın sanat tarihi yolculuğunun peşine düştüm. Sicilya’da Akdeniz mutfağından sofralar kurdum.
Çok ülke gördüm, çok insan tanıdım. Sayısı çok ülke gezen turist değil de bir lezzete, bir sese, bir sokağa, bir öyküye müdavim gezgin olmanın tadını aldım. Farklılığımıza da aynılığımıza da hayran kaldım ve dedim ki sonra:
“Seyahat özgürleştirir, mutevazılığın yüksüzlüğüyle hafifletir.”